1.01.2013

Arıcılığın A ve B'si



Arıcılık öyle bir şey ki, beş sayfalık bir yazıyı okuyup tümünü anladığınızı düşünebilirsiniz, fakat gerçekten ilgiliyseniz on cilt kitap bile yetmez...

Beş cilt kitap okurken aynı anda azçok bilen kişilerle birlikte arcılık yapmayı da sürdürsem (teori-pratik birlikteliği) nasıl olur?

Elbette ki öğrenmenin çok iyi yollarından birini uygulamış olursunuz… Bu sırada sizin arıcılığa karşı tavrınız hobi olarak kalırsa, hafta sonlarını hoşça geçireceğiniz bir ilgi alanı olarak kalırsa başka olur; bir meslek olarak seçerseniz başka ve bir tutku haline gelirse bambaşka olur.

Arıcılık bir meslektir. Siz de arıcılığı bir meslek olarak algılayabilirsiniz, giderek arıcılığın sadece bir dalı olan arısütü üretimini de bir meslek olarak algılayabilirsiniz. 

***

Şimdi, görmezden gelindiğinde büyük olumsuzluklar doğuran, her arıcının adını duyduğu, tanıdığını sandığı, her arıcının kendince mücadele ettiği varroa denilen arı parazitine kısaca bir gözatalım.

Benzetmelerde hata aramamak gerekir diyerek bir benzetme yaparsak varroa, sığırlardaki, köpeklerdeki kenenin arılara uyarlanmış şekli gibi bir parazit... Doğal olarak keneye göre çok küçük. Kene/köpek, kene/sığır, varroa/arı orantısına göre düşünürsek, ki öyle düşünmemiz gerekir, varroanın çok çok büyük olduğu görülür.  

Arıya verdiği rahatsızlığı anlatmak adına güzel bir boyutlandırma… Düşünsenize sırtınızda bu büyüklükte parazitlerle yaşamı sürdürmek zorluğunu… (Foto ve altındaki anlatım için bkz: http://www.halilbilen.com/index.php?option=com_content&view=category&layout=blog&id=55&Itemid=62



Varroanın arıya zarar verme biçimi, kenenin sığırlara zarar verme biçimini andırıyor, ama aynı değil. ''Kırım Kongo Kanamalı Ateşi'' hastalığını yapan keneler, diğer kenelere göre biraz daha fazla benzerlik gösteriyorlar.

Bu durumu şöyle açıklayabiliriz:
Varroa, (önceden döllenmiş dişi varroa) petekteki arı kurtçuğunun (larvanın) bulunduğu göz kapanırken bu göze girer. 
Bu petek gözündeki arı kurtçuğu pupa olmaya çabalarken varroa da yaşamındaki en önemli etkinliği sürdürür; beslenir, erkek ve dişi olarak gelişecek olan yumurtalarını bırakır... 
Yavru varroalar da arı yavrusuyla beslenir, gelişir, döllenir… 


Arı Kurçuğunda Varroalar 





Arı Pupasında Varroalar



Varroalar kurtçuk, pupa ve ergin dönemdeki arıların kanını emerek beslendikleri sırada kan emmekle kalmaz, arılara çeşit çeşit virüsleri de bulaştırırlar.

Bu durumda arılar (ve arıcı) kan kaybına mı yansın, virüslerden kaynaklanan hastalıklara mı?
Arılar gibi düşünürsek, virüslerden kaynaklanan hastalıklara… Çünkü bu virüs kaynaklı hastalıklar, tek tek arıları süründürmekle, öldürmekle kalmıyor tüm koloniyi söndürebiliyor.
''Kırk katır mı, kırk satır mı'' türünden bir sorunun yanıtı ancak bu kadar mantıklı olabilir.


Arılara varroa yoluyla bulaşan virüsler arasından şimdilik yirmi virus saptanmış, bunlardan ilk altısı nam salmış: 

Deformed wing virus (DWV)  Kanatları bozan virüs (deforme kanat virüsü))
Black queen cell virus (BQCV), Kara anamemesi virüsü
Sacbrood virus (SBV),   Tulumsu yavru virüsü
Kashmir bee virus (KBV),  Kashmir arı virüsü
Acute bee paralysis virus (ABPV),  Akut (keskin, ivegen) arı felci virüsü
Chronic bee paralysis virus (CBPV)  Kronik (süregen) arı felci virüsü
Israeli Acute Paralysis virus (IAPV)   İsrail akut arı felci virüsü 



Not:
Organik sözcüğü için bir kez olsun herhangi bir sözlüğe bile bakmadıkları halde yediklerine, içtiklerine, kullandıklarına ve özellikle sattıklarına ''doğal'', ''bitkisel'', ''organik'' diyebilmek için fırsat kollayanları kınıyorum. 


Hiç yorum yok: