26.03.2013

Bir Kovan Yaptırsam…

Arı aralığı kavramını öğrenmeden kovan yaptırmak risklidir.

Arı aralığı kavramını bilmeyen bir marangoza kovan yaptırmak 
daha da risklidir.

Marangozumuz mesleğinde gerçekten usta olsa bile arı aralığı kavramını bilmiyorsa
 risk vardır.

Çok değişik boyutlarda kovanlar yapılabilir, yaptırılabilir...

Değişmeyen tek ölçü arı aralığıdır.

Arı aralığı, arıların kayalarda, ağaç kovuklarında edindikleri yuvalar için de geçerlidir.

Lorenzo Lorraine Langstroth'u Langstroth yapan şey,
arı aralığı (arı boşluğu, bee space) kavramını ve bu kavrama dayanarak
çıkarılabilir, kontrol edilebilir çerçeveleri bulması olmuştur.

Bu nedenle kovan ölçüleri arılara göre ayarlanır. Ayarlamalara, arıların her an üzerinde yaşadıkları çerçevelerden başlanır...
Hesaplamalar, ayarlamalar, kovanın içinden dışına doğru yapılır.
(http://mcsumer.blogspot.com/2009/11/ar-kovan-nasl-olmal.html)

Standart kovanların içindeki petekler, çerçeve dediğimiz, dört çıtanın birbirine tutturulmasıyla elde edilen, dikdörtgen biçimindeki bir düzenek içinde oluşturulur.
Bu çerçevelerin birbirine temas eden yan çıtaları, 
en geniş kısımda 37 mm (otuzyedi milimetre) olur.

Bu genişlik, her bir petek için kovan içinde ayrılan yer demektir.
İlkel kovanlarda da, özel amaçlı kovanlarda da, çerçeve yerine sadece çerçevenin üst çıtasının kullanıldığı kovanlarda da,
her petek için 37 mm genişliğinde yer ayrılır.

Bu bağlamda dikkat edilmesi gereken, fakat herhangi bir nedenle önemsenmeyen, savsaklanan bir nokta var: Çerçevelerin tümü (çerçeve sayısının önemi yok; tüm çerçeveler) kovana yerleştirildiğinde, çerçevelerle kovan duvarı arasında da ''arı aralığı'' kalmalıdır.
Buradaki arı aralığı, normal sınırlar içinde kalmak koşuluyla, 
ortalamaya göre dar olabilir; 7,5 mm uygundur.
Kovan içindeki diğer yerlerde, ''10 mm'' esas alınmalıdır.



***


Fi tarihinde şu şemayı çizdim.

 

Şemayı cebime koyup Jet Mıstığın yanına gittim.


''Jet lakabı, işlerini hızlı ve zamanında yaptığın için verilmiş, doğru mu'' dedim.
''Hayır Abi, araba sürüş tarzımdan dolayı jet dediler'' dedi.

''Olsun'' dedim, kendi kendime; ''nasıl olsa acelemiz yok.''


 

Kovanlar yapıldı...
Bu arada marangozluk hakkında bir şeyler öğrenmiş de oldum.
Arabam bile öğrenmiştir.


Kovanlardan memnunum, memnunuz.
Arılıktaki tüm kovanlar,
tüm çerçeveler birbiriyle uyumlu.


Dostlarla kovan, çerçeve alışverişimiz olursa, küçük(!) sorunlar oluyor…

Bizimkiler daha yüksek (daha geniş) ve daha uzun.
Çerçeve üst çıta uzunlukları zaman zaman değişikliğe uğruyor. Acilen çerçeve gerektiğinde bizim çerçevelerin aynısını aramıyoruz bile.

Aradan geçen zaman içinde ne gibi değişiklikler olduğunu, oluştuğunu 
şahsen ve bizzat ölçüp paylaşmam gerekiyor; 
bakalım…


***


Bugünlerde birkaç fotoğraf çekmeye çalıştım.



Çerçevelerin üst çıta uzunlukları ve dolayısıyla bir bütün olarak çerçeve uzunlukları
aynı değil. (475-477mm gibi) 
(Farklar güvenlik sınırlarını aşmıyor ; arı aralığı normal.)

Kovanları yaptırmışız, ikinci defa yaptırırken de öncekilerin aynısı olması için özen göstermişiz.
Çerçeveler için aynı özeni gösteremediğimiz ''zorunluluk halleri'' olmuş.


 

Yaptırdığımız çerçevelerin üst çıta genişliği 26 mm ve 
dört-beş yıldır bir olumsuzluk saptamadık/saptayamadık.
Altı-yedi yıl önce bu genişliğin 27mm olmasının daha uygun olacağını düşünmüştüm. 
Henüz denemedim; 26mm uygun görünüyor.

Daha dar üst çıtalarda gördüğümüz (boydanboya mum ile kaplanması, komşu çıtaya çapakla bağlanması gibi) olumsuzluklar ise azaldı.

İşin püf noktası kovan genişliği ve 
kovanların havalandırma özelliklerinin yeterli düzeyde olması olabilir.


 

Fotoğrafçılıktaki  acemiliğimi kabul ediyorum… Siz de o gözle bakın, lütfen.
Kovanın eni, dıştan dışa bu işte... Olancası 5 mm geniş... Çok memnunum.

(Gezer, göçer, gezgin arıcılık yapmıyoruz.)


Kovanlar hakkında bilgi vermek isterken bazılarında bir ve bazılarında iki milimetrelik hatayı gördüm:
Bizim Jet Mıstık, kovanları birbirine gerçekten uyumlu yapıyormuş, ama
dıştan dışa uyumlu olmasına özen gösteriyormuş...


25mm olan tahta kalınlığı yıllar geçtikçe 27mm olacak değil ya!
Boyanın kalınlığı mı yoksa o?
Olamaz…

Kovan tahtası 26mm ya da 27mm ise öylece kullanıyor;
kalınlıklarını 25mm 'ye düşürmüyormuş...

İyi ki, kovan genişliğini fazla tutmuşuz.
Kovan iç genişliğinde hiç sorun yaşamadığımız için farkına bile varmamışız.

Oysa, kovan tahtalarının çerçeve üst çıta genişliğinden daha fazla olduğu apaçık görülüyor.
Bizdeki de ne gözmüş!

  
22 Mart gecesi sıcaklık -1°C; kar yağmış…








Note for English translation:
acemi: beginner   
acemilik: inexperience
arı aralığı: bee space  
arılık: apiary
birine bir şeyi yaptırmak: to have someone do something
fi tarihinde: year in year one
(Jet Mıstık) is not (jet mystical).
(Jet Mıstık) is a proper noun.
(Jet Mıstık) is abbreviated (shortened) form of a proper noun. 
kovan: bee hive
olancası: totally











18.03.2013

Arıların Yaşam Döngüsü 02


Şimdi (Arıların Yaşam Döngüsü 01 'den sonra), yumurtadan başlayarak arı oluşumuna geçelim.  

Anaarı, erkek arılardan aldığı spermazoitleri bir kesede saklamakta ve yumurtaları da yumurtalıklarında üretmektedir.

Üretilen yumurtalar, yumurtalık kanalından geçerken ya spermazoit kanalından gelen bir spermazoit ile döllenir, döllenmiş yumurta olarak;
ya da döllenmeden, dölsüz yumurta olarak yumurtlanır.  


Petek gözündeki yumurtalar ve ilk günündeki bir kurtçuk. 




 Gerçekten ''günlük yumurta'' olan yumurtalar (1),
genellikle günlük yumurta denilse bile bir gününü doldurmuş, 
ikinci gününden saat almış yumurtalar (2),
üçüncü günündeki yumurtalar (3).



 Yumurtlandığı güne göre dördüncü, beşinci, altıncı ve yedinci günündeki arı adayı olan kurtçuklar...
Kurtçuk oluşlarına göre ise birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü günlerindeler. 





Petek gözüne sekiz gün önce yumurta olarak bırakılmış bir kurtçuk. 
İşçi arılar petek gözünü gün bitmeden kapatacaklar...
Dişi varroanın/dişi varroaların girmesi için son fırsat.





Döllenmiş yumurta, gelişim evreleri sonunda, dişi arı olacaktır. 
Genellikle işçi arı ve özel olarak yetiştirilirse anaarı…  
Tümüyle aynı olan bu yumurta, çok özel bir bakım-beslenme düzeni ile karşılanırsa kovana, koloniye, yaşama anaarı olarak katılır.   

Yumurta kanalından geçerken spermazoit almayan yumurta ise bakım, beslenme (kuluçka) sonunda, erkek arı olur.
  
*** 


Biraz ayrıntıya girelim.
Yumurtanın petek gözüne bırakılmasıyla kuluçka başlar.
Kuluçkanın başlaması için yumurtaya özel bir işlem uygulanmaz; sadece üşümesi engellenir. 
Üç gün dolduktan sonra, yani yumurta kurtçuğa dönüştüğü an besleme/beslenme başlar. 
Başlangıçta tüm kurtçuklara arısütü verilir. 
İlk üç günkü besleme tüm kurtçuklar için aynı olduğu halde sonraki beslemeler farklıdır. 







A young worker larva lying in a pool of brood food.

Step 2:  A larva hatches from egg after three days.

Nurse bees feed brood food to the larva within minutes of hatching.  Glands in the head of nurse bees secrete the liquid diet.  The nurse bees continue to feed the larva until the cell is capped.  Alıntı: http://www.ars.usda.gov/services/docs.htm?docid=2744&page=14 






Anaarı olarak yetiştirilecek olan kurtçuk çok yoğun olarak arısütü ile beslenmeye devam edilir.
Bu arada çok büyüyecek olan kurtçuk (ve sonrasındaki pupa) için uygun olsun diye petek gözü büyütülür, anamemesine dönüştürülür.
Anaarı, ilerde anamemesine dönüştürülmek üzere biraz büyükçe hazırlanmış olan ve ana kupası denilen bir göze yumurtlamışsa, büyütülüp anamemesine dönüştürülmesi daha kolay olur. 
Tüm besleme, beşbuçuk-altı gün sürer.
Beslenme, anamemesinin ağzı kapandıktan sonra da pupanın kendi kendine beslenmesi şeklinde devam eder.



 Anamemesinde, bakıcı arılarca yoğun olarak arısütüyle beslenen;
verilen arısütünün üstünde yüzen anaarı kurtçuğu.
Fotoğrafı americasbeekeeper.com 'dan aldım, ama o kadar yaygın olarak kullanılmış ki, Amerika'da çekildiğinden bile emin olamadım.



Altı gün (toplamda dokuz gün) sonra kapanan anamemesi içindeki pupa, yedi günlük son dönemden yani genel toplamda onaltı gün süren kuluçkadan sonra anaarı olarak koloniye katılır.
Koloniye katılmak için anamemesinin uç kısmını kendisi açar, çevresini kontrol eder, uygun görürse çıkar…

Çıkarçıkmaz tüm petekleri dolaşır.
Başka anamemeleri görürse zayıf bulduğu yan kısmından iğnesini batırarak içerdeki pupayı, anaarıyı öldürür.
Bu anamemelerini işçi arılar, yan tarafından açarak ya da parçalayarak temizlerler. 
Anaarının öldürdüğü pupa ya da henüz çıkamamış olan anaarının ölüsü, işçi arılar tarafından kovan dışına atılır.



Anaarı, anamemesinin ucunu kapak gibi açmış ve çıkmış.



Döllenmiş yumurtadan kurtçuk haline gelmiş olan diğer kurtçuklar ise
özel petek gözünde olsalardı, özel bakım ve besleme ile anaarı olabilecekken, işçi arı olurlar.

Bunların kuluçka süreleri
yumurta olarak (tüm yumurtalarda olduğu gibi) üç gün,
kurtçuk dönemleri (tüm kurtçuklarda olduğu gibi) altı gün ve
son dönemleri, pupa dönemleri, oniki gün olmak üzere, toplam kuluçka süreleri yirmibir gündür.
Aslında, yirmi gün dolunca işçi arıların çıkışları (doğuşları) başlar.

Döllenmemiş yumurtalar ise kuluçka dönemi sonunda erkek arı olurlar.
Erkek arıların kuluçka dönemi, üç gün yumurta, altı gün kurtçuk ve onbeş gün pupa olarak toplam yirmidört günde tamamlanır.

***

Not 1: Konu, arıcılık tekniği açısından ele alınmıştır. Kuluçka dönemleri gün gün hesaplanmış;  başkalaşım dönemlerindeki ayrıntılara girilmemiştir.
Örneğin, kurtçuk (larva) aniden pupa, pupa da birdenbire arı olmaz…

Not 2: Fotoğraflar için Sayın Halil Bilen'e teşekkürler…
Çekmiş, internette paylaşmış. Paylaşım sırasında imza da atmamış.
Fotolarda görülen by HB notunu da ben yazdım. Daha ne yapayım? Tekrar teşekkür ederim.

13.03.2013

Arıların Yaşam Döngüsü 01



Nasıl olsa heryerde kolayca bulunabilecek klasik bilgiler demiş, arıların üreme biçimlerinden hiç sözetmemişiz.

Anaarıdan başlayalım…

Anaarı petek gözünden genç, yeni, eşleşmemiş, dölsüz anaarı olarak çıkar. Bu nedenle İngilizce'de virgin queen (bakire anaarı) deniliyor. ''Anaarı'' olarak adlandırılmakla birlikte kendisi henüz ''ana'' değildir. 
Gerçekten ve gerçek ana olabilmesi için döllenmesi gerekir. 

Petek gözünden çıktıktan sonra iki gün daha gelişir, olgunlaşır... Artık döl almaya hazırdır.
Anaarılar kovan içinde döllenmezler. Kovanı bir odaya, bir sera içine koyarak da kontrollü döllenme sağlayamayız.
Genellikle bir haftalık olunca, hava koşullarının uygun olduğu bir gün, eşleşmek için kovan dışına çıkar, erkek arıların toplanma bölgeleri yakınlarından uçarlar. Bu sırada eşleşme feromonu denilen, kendisini erkek arılara duyuran, hissettiren kokulu maddeler salgılarlar. Bu feromon, kendi kolonisinden erkek arılar için pek de çekici (cezbedici) değildir.
(Feromon demeye dilim dönmediği için ben 'kokulu maddeler' diyorum. Fenomen demekten herhalde iyidir.)  





http://sunsweptfarm.net/rain-sun/ sitesinden alınmış bir foto.





Eşleşme genellikle rüzgarsız bir günde, öğle saatlerinden sonra, havada, altı-onaltı metre (6m-16m) arasındaki yüksekliklerde, sekiz-on erkek arıyla eşleştikten sonra tamamlanmış olur. 
Eşleşme genellikle yakın çevrede olmakla birlikte 3-5 km, hattâ daha uzaklarda da gerçekleşebilir.







Yeterli eşleşme olmadıysa bile anaarı kovanına döner; hava koşulları uygunsa on dakika sonra yeniden uçar. Koşullar uygun değilse ikinci hattâ üçüncü eşleşme uçuşuna ertesi gün ya da iki gün sonra çıkar. 
(İki döllenme uçuşu arasında yirmidört gün olabildiği Sayın Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu tarafından bildirilmiş, kayıtlara geçirilmiştir.)
Yeterli döl almadığı halde aradan fazla zaman geçerse, işçi arıların kışkırtmasıyla yumurtlamaya başlayan anaarının verimli yumurtlama dönemi kısa olur.  

Petek gözünden çıktıktan (doğduktan) sonra, 
eşleşmesi ve yumurtlamaya başlaması için ençok bir ay beklenebilir.

*** 



Arıcılık terminolojisinde dölsüz yumurta yumurtlayan işçi arılar için ''yalancı ana''  terimi kullanılıyor…
Bu durumda sürekli dölsüz yumurta yumurtlayan anaarı için ne diyeceğiz?
''Anaarı anadır, yalancı olamaz'' mı diyeceğiz?
Çaresizlikler içinde kaldığı için dürüstlüğünü yitiren kişiyi yalancı olarak nitelemeye kıyamaz; 
''yalancılaşmış...'' deriz…

Bu bakış açısıyla…
Döl almadan yumurtlamak zorunda kalan ana, yalancılaşmış anaarı olur.
Yaşlandığında, daha doğrusu spermazoit deposu boşaldığında, sürekli dölsüz yumurta yumurtlamak zorunda kalan anaarı da yalancılaşmış anaarı olur.
Spermazoit kanallarındaki ya da yumurtalık kanallarındaki tıkanıklık (anomali) nedeniyle sağlıklı yumurta yumurtlayamayan anaarılar ise zaten yalancılaşmış anaarı olarak doğmuşlardır.

Yalancılaşmış ana: Anamemesinden anaarı olarak çıktığı halde herhangi bir nedenle sadece dölsüz yumurta yumurtlayan anaarı.
Yalancı ana: Yumurtlamaya başlamış işçi arı, sahte ana.